18.9.09

Bir Garip Hikâye

17 yaşındayım ben. Siz bakmayın benim yaşıma. İnsanların hayatları boyunca elde edemediklerini ben henüz 17 yaşındayken elde ettim. Benim ailem çok zengin. Paranın gücü her kapıyı açar hem. Bilirim ki ben bir hata yaparsam ailem beni korur bütün kötülüklerden. Öylesine bağlı bir aileyiz biz.

Hem çok yakışıklıyım ben. Severim popüler olmayı. Herkes beni konuşsun, benim etrafımda bulunsun isterim. Biri benimle ilgilenmediği zaman çok sinirlenirim. 17 yaşında olduğuma bakmayın siz çok asabi biriyimdir. Kıskanırım sevdiğimi. Hem o kadar kıskanırım ki onu benden başkasına yâr etmem. Bu yaşıma bir de cinayet sığdırdım biliyor musunuz ? Ama bu yaptıklarımın kıskançlıkla alakası yok...

Dedim ya bir hata yaparsam ailem devreye girer ve başımı beladan kurtarır benim. Bu zamana kadar hep öyle olmuştu çünkü. Şimdi de öyle olacaktı. Ben öyle sanıyordum. Sanırım bazı şeyleri gözden kaçırdım.

Hâlbuki kız arkadaşıma çok güzel bir plan hazırlamıştım. 17 yaşında olmama rağmen kafam iyi çalışır benim. Bir gün öncesinden de "sana bir süprizim var" demiştim. O gelmeden önce testere bile aldım. Onu arka kapıdan eve sokmayı iyi akıl etmiştim. Çünkü orada güvenlik kameraları yoktu. Anlamazdı zaten o da. Benim kadar akıllı değildi nasıl olsa.

Onun çığlıklarına aldırmadım, hiç acımadım bıçak darbelerini vücuduna saplarken. 29 bıçak darbesi varmış vücudunda. O kanlar içinde yerde kıvranırken fark edemedim o kadar olduğunu.Satın aldığım testereyle canlı canlı kestim o kızın kafasını. Şimdi onu bir torbaya koyar atardım bir köşeye. Öyle de yaptım zaten. Gitar çantasına soktum o güzel kızı. Atladım taksiye gittim dedemin evinin yakınına. Onlara yakın olursam bana birşey olmaz diye düşündüm. Orada bir çöp kutusuna attım çantayı sonra evimin yolunu tuttum. Babam anlamıştı yerde ki kanları gördüğünde. Hemen beni sakinleştirmeye çalıştı "tamam oğlum merak etme hallederiz" dedi bana. Kurtulduk o pis kanlardan, tertemiz olmuştu evimiz. Artık birşey olmazdı bana.

Apar topar çıkardılar beni ülkeden. Merak etme en kısa zamanda döneceksin dediler. 197 gün ailemden uzak kaldım. Uzak kalmama rağmen beni hiç yalnız bırakmamışlardı. Hiçbir sağlık problemim olmadı zaten. Dedim ya çok güzel bakıldı bana. Ailemin yokluğunu hiç hissetmedim.Ama yolunda gitmeyen birşeyler vardı sanki. Sürekli benim haberlerim yapılıyor amcacığım televizyonlara çıkıp "oğlum adaletten kaçamazsın hepimiz merak ediyoruz seni" diyordu. Amcam böyle konuşunca şaşırıyordum. Beni onlar saklıyordu ki zaten. Hakkımda yapılan haberler hergün çoğalıyor türkiye'nin gündemine oturuyordum. Galiba hesaba katmadığımız tam da buydu. Bu kadar haber olmasaydım ailem bir yolunu bulur beni geri getirirdi. Saklanırken o kadar rahattım ki hiç tipimi değiştirmeye gerek duymadım. Sakallarımı uzattım sadece. Ama duydum ki babam hapse girmiş annem de amerika'ya kaçmış. Galiba onların da başları belaya girmişti.

Birileri televizyona çıkıp "çember daralıyor" falan diyordu sürekli. Ailem beni teslim etmeye karar vermişti ve emniyetle pazarlık yapıyordu. Ne zaman teslim edileceğim, nasıl muamele göreceğim, hangi suçtan yargılanacağım, ne kadar ceza yiyeceğim ve hatta hangi cezaevinde yatacağım bile konuşulmuştu. Herşeyi düşünmüştü benim ailem. Herkesin ne zaman ne söyleyeceği de kararlaştırılmıştı. Ben "çok pişmanım, keşke ben öldürseydim" diyecektim avukatlarım da benim çocuk olduğumu, piskolojik sorunlarım olduğunu söyleyecekti herkese. Ama bir dakika ben çocuk falan değilim. Baksanıza sakallarıma.

Endişe etmeye gerek yoktu.Birileri geldi beni teslim aldı.Ve hazırlanan senaryo devreye girdi. Oyuncular bir garip aile, seyirciler ise 70 milyondu. İşte bu benim garip hikâyem. Adım: Cem, Soyadım: Garipoğlu...

2 yorum:

Kaan Şengün dedi ki...

Güzel kurgu ama yine de kurgu.

mRw dedi ki...

haberlerde izlemeye tahammül edemediğim ama hikayesini nedense bir çırpıda okuduğum senaryo :))

web stats

Hakkımda

Fotoğrafım
paylaşmak güzeldir... http://twitter.com/burkyy16